29 Aralık 2016 Perşembe

BREZİLYA-ABADIANIA

Bu defaki seyahatim çok başkaydı...Turistik amaçlı bir seyahat değil,mistik bir yolculuk,bir şifa arayışıydı.Dünyanın öteki ucunda adını bile daha önce hiç duymadığım topraklarda şifayı bulmak için çıktım yollara...Birbirinden çok farklı ama kaderin aynı noktada birleştirdiği bir sürü yürektik.Ve bizim gibi binlercesi vardı burada.Abadiania,fiziksel ya da manevi şifa arayışında olan,hayatında açılımlar yaşamak isteyen binlerce insanın geldiği bir yermiş,ben de buraya gelen insanlarla konuştukça öğreniyorum bunu.Her birinin farklı ve dokunaklı bir hikayesi var,dinliyorum ve inanamıyorum...
Turistik amaçlı olmadığı için maalesef çok fazla yer gezemedim ve pek fotoğraf çekemedim ama yine de elimdeki fotoğrafları ve gördüklerimi paylaşacağım.
Abadiania zaten öyle uzun uzun gezilecek bir yer değil.Burası orta Brezilya'da Goias eyaletinin sınırları içinde ufacık mütevazi bir köy.Abadiania'ya gelmek için önce İstanbul'dan Sao Paulo'ya gelmeniz gerekiyor.İstanbul-Sao Paulo uçuşu yaklaşık 13 saat sürüyor.Sao Paulo'dan iç hatlarla 2 saatlik bir uçuş sonrası başkent Brasilia'ya geçiyorsunuz.Brasilia'dan da taksi ya da otobüslerle 2 saatlik bir yolculuktan sonra nihayet Abadiania'ya ulaşıyorsunuz.





Abadiania'yı dünya çapında bilindik bir yer yapan en büyük özelliği Aziz Dom Inacio Şifa Evi ve burada spirütüel çalışmalarını yapan dünyaca ünlü şifacısı.Şifa evine Portekizcede ev anlamına gelen"Casa" da deniliyor.Casa,kristal yatakları üzerine kurulduğu için buranın havasının hastalara iyi geldiğine inanılıyor.Casa'da haftanın belli günlerinde şifacı tarafından ameliyatlar yapılıyor,ameliyat dediysem bildiğimiz ameliyat değil,görünmeyen,spiritüel ameliyatlar..Ameliyat olmayan günlerde de meditasyon salonunda saatlerce meditasyon yapabilir ya da kristal yataklarda şifalı kristal terapisi alabilirsiniz.Casa'ya giderken beyaz kıyafetler giymeniz öneriliyor,çünkü beyaz renkte auraların daha açık olacağına inanılıyor.Boş vakitlerinizde gönüllü olarak şifa çorbası hazırlanmasına yardımcı olabilirsiniz.Gönüllüler tarafından hazırlanan bu çorba yöreye özgü çeşitli sebzelerden yapılıp ücretsiz olarak dağıtılıyor ve hastalara iyi geleceğine inanılıyor.

Casa yeşillikler içerisinde kurulmuş ve bu büyük arazisinin içinde bekleme yerleri,kristal yatak odaları,ufak atıştırmalıkların hazırlandığı karnınızı doyurabileceğiniz ve hediyelik eşya satın alabileceğiniz bir kafeterya bulunuyor.



           Dünyaca ünlü şifacı bu evde kalıyor.
Şifacının karşısına çıkmak için insanlar bu salonda ve dışarıda saatlerce bekliyorlar.



Şifa çorbası hazırlanırken...

Abadiania'da Casa kadar meşhur olan bir başka yer de Kutsal Şelale.Buraya gidebilmek için yanınızda izinli rehberlerin olması gerekiyor.Ormanın içindeki şelaleye ulaşabilmek için geçmişi,bugünü ve geleceği temsil eden üç köprünün üzerinden geçmeniz gerekiyor.Bu köprülerin üzerinden geçerken geçmişteki üzüntülerinizi bıraktığınızı ve gelecekle ilgili isteklerinizi elde ettiğinizi düşünüyorsunuz.
Abadiania'da konaklama Pousada denilen pansiyonlarda yapılıyor.Yeme-içme de genelde pansiyonlarda oluyor ancak değişiklik olsun istiyorsanız civarda birkaç kafe bulabilirsiniz.Alışveriş için ise Casa yolu boyunca birçok hediyelik eşya satan küçük mağaza bulunuyor.Genelde yörenin şifalı taşlarından yapılmış takılar ve simge haline gelmiş olan beyaz kıyafetler satılıyor.Kahvenin ana vatanına gelmişken marketlerden de kahve alabilirsiniz.Benim gibi kahvesever bir insansanız ve valizinizde de yer varsa bolca alın derim çünkü kahveleri çok güzel.
12 günlük konaklamamızdan sonra dinlenmiş ve arınmış olarak uzun bir dönüş yolculuğuna artık hazırdık...

 
Otelin diğer misafirleri bazen otelin bahçesinde küçük konserler verebiliyordu :)



13 Aralık 2016 Salı

AMERİKA VOLUM 2

Atlantic City

New Jersey'e arabayla 1-2 saat mesafedeki Atlantic City,Atlas Okyanusu kıyısında yer alıyor.Özellikle yaz aylarında hem New York ,New Jersey,Philidelphia gibi yakın yerleşim yerlerinden  hem de dünyanın pek çok yerinden turistin tercih ettiği yazlık bir mekan.Ancak aynı zamanda casinoları,kumarhaneleri,lüks otelleri ve gece kulüpleriyle de meşhur olduğu için Küçük Vegas olarak da anılıyor.Uzun kumsalları ve Board Walk denilen ahşap yürüyüş yolu oldukça meşhur.Board Walk boyunca sıralanan çok sayıda kafe,bar ve restaurant var.Bunlardan birinde oturun ve Atlas Okyanusu kıyısında huzuru içinize çekin.Huzurlu dediysem hepten sessiz sakin bir yer sanmayın,geceleri gece kulüpleri ve casinolarıyla da doğu yakasında gece hayatı sevenlerin ilk tercihlerinden biriymiş Atlantic City...Ayrıca dünyaca ünlü outlet mağazaları da cabası.Kısacası Atlantic City hem alışveriş yapmak isteyenlerin hem deniz kenarında sayfiye bir yer tercih edenlerin hem de gece hayatı ve kumarhanelerde şöyle bir boy gösterelim diyenlerin gidebileceği sevimli bir kıyı kenti.Biz Atlantic City'de bir gün kaldık ve bu saydıklarımın hepsini express bi şekilde yaptık :) Tabi gittiğimiz dönemde deniz sezonu kapandığı için denize girmek hariç...







Medeniyetin merkezi Amerika'da da böyle şeyler olabiliyormuş demek :)





Philadelphia

Tom Hanks'in oynadığı Philadelphia filmini izlediyseniz ve Bruce Sprinsteen'in söylediği filmin şahane soundtrackini (Streets of Philadelphia) dinlediyseniz Philadelphia hakkında aklınızda bir fikir oluşmuştur mutlaka.Philadelphia'yı gezdikçe tam da filmde anlatıldığı gibi bir şehir olduğunu görüyorsunuz.
Pensilvanya eyaletinin başkenti olan Philadelphia,Amerika'nın beşinci büyük şehri olmakla birlikte sanata ve özgürlüğe verdiği değerle de öne çıkıyor.Şehirde gezilecek birçok müze,sanat eseri ve Amerikan tarihi açısından önemli binalar bulunuyor.Biz kısa gezimizde Philadelphia Museum Of Art,Independence Hall,Liberty Bell,Ciyt Hall'u gördük ve meşhur "cheese steak" lerinden yedik.Biraz döner,biraz kokoreç ama bunların peynirle buluşmuş hali..Son derece lezzetliydi.South Street denilen cafe ve barların olduğu bir cadde var,sanırım burası da Philadelphia'nin en canlı yerlerinden biri.

Philadelphia Museum Of Art





Benjamin Franklin Parkway'de bulunan müze,Amerika 'nın en büyük sanat müzesi.Merdivenleri ise kendisinden daha meşhur:) Hani şu Rocky Balboa 'nın koşarak çıktığı merdivenler :)

Independence Hall



Bağımsızlık Salonu,Philadelphia'nın en ünlü binalarından biri.Bağımsızlık Bildirgesi bu binada imzalandığı için Amerikalılar için önemi büyük.

Liberty Bell


Philadelphia'daki bir başka önemli eser de "Özgürlük Çanı".Amerikan bağımsızlığının sembolü olan çan,Bağımsızlık Bildirgesi okunurken çalınmış.

Philadelphia ile birlikte Amerika doğu yakası gezimizi sonlandırmış olduk.Seyahatlerim her ne kadar güzel geçse de her seyahatin sonuna doğru hep evimi özler ve artık dönmek isterdim fakat Amerika'dan hiç dönmek istemedim.Kalbim Amerika'da kaldı desem yalan olmaz...