9 Nisan 2017 Pazar

AMERİKA VOLUM 3


Amerika'ya gitmek söz konusu olduğunda içimde kelebekler uçuştuğu doğrudur :)

Amerika’yı bu kadar çok sevmemin sebebi sanırım her milletten insana yaşam sunulması ve insanların kendileri olma özgürlüğünü rahatça yaşayabilmeleri olsa gerek…

New York gezimizde bu yaşam stiline giriş yapmıştık,şimdiyse yolumuz batı yakasına düştü ve Amerika’nın en çok merak ettiğim eyaleti olan California’ya doğru uzandık.

Yolculuğumuz,Amerika'nın batı yakasının en güzel şehirlerinden birine,San Francisco’ya...Hani şarkıda diyor ya “if you are going to  San Francisco,you are gonna meet some gentle people there…” gerçekten de sokaklarında kibar insanların olduğu,göz göze gelince sizi selamladığı bir şehir San Francisco...Pozitif insanları,hippi ruhu,güzel havası ve Victoria dönemi mimarisiyle gönlünüzü fethedecek ve defalarca gelmek, hatta yaşamak isteyeceğiniz bir şehir...Gönül isterdi ki San Francisco-Los Angeles-Las Vegas üçlemesi yapalım ama gidiş amacımız seyahat değil oğlumun terapileri olduğu için 2 hafta boyunca terapi merkezinin olduğu San Rafael'de kaldık,hafta sonlarını ise San Francisco ve Napa Valley'i gezerek ve tabii ki alışveriş yaparak geçirdik.Ama başka bir sefere bu üçlemeyi yapacağım inşallah.

San Francisco,Amerikanın batı yakasında, gelir düzeyi en yüksek eyalet olan California eyaletinde,Pasifik Okyanusu'nun kenarında bulunuyor.Bizim gittiğimiz dönemde İstanbul’dan San Francisco’ya direkt uçuş yoktu,ya Los Angeles’a gidip oradan iç hatlarla San Francisco’ye geçecektik ya da Avrupa üzerinden San Francisco’ya aktarma yapacaktık.Biz ikinci seçeneği seçerek Lufthansa Havayolları ile önce Frankfurt’a geçip bir gece Frankfurt’ta kaldıktan sonra yine Lufthansa Havayolları ile San Francisco’ya geçtik.San Francisco’ya iner inmez,ocak ayında olmamıza rağmen güneşli pırıl pırıl bahar havası bizi karşıladı,bu kadar uzun yolculuktan ve Almanya’nın soğuğundan sonra içimizi ısıttı ve biraz olsun yorgunluğumuzu aldı.Havaalanından bir araç kiralayıp otelimizin olduğu ve vaktimizin büyük bölümünü geçireceğimiz San Rafael’e gittik.Eğer çocuğunuzla gittiyseniz araç kiralarken mutlaka çocuk sayısı kadar da oto koltuğu kiralamanız gerekiyor,aksi halde polis görürse para cezasına çarptırılıyorsunuz.

Çocuklarla geldiğimiz için,dışarıda yemek yeme riskini göze almak istemedik ve içinde mutfağı,yatak odası ve oturma odası bulunan suit odaları olan Marin Suit Otel'de kaldık.Otelde sabah kahvaltısı vardı,diğer öğünleri de hafta içi yakınlardaki marketlerden alışveriş yaparak odamızda hazırladığımız yiyeceklerle geçirdik.Haftasonları ise gezdiğimiz yerlerde gözümüze kestirdiğimiz restaurantlara girdik.Bence ailecek gidecekseniz bu tip bir otelmde kalmak oldukça ideal.
P
Vaktimiz sınırlı ve çoluklu çocuklu olduğumuz için San Francisco’nun hakkını tam olarak veremedik ama yine de başlıca gezilmesi gereken yerlere gidebildik diyebilirim.

Fisherman’s Wharf

Çeşit çeşit mağazaların ve restaurantların olduğu,oldukça kalabalık bir rıhtım burası.


Pier 39

Fisherman’s Wharf 'ın en popüler yeri olan Pier 39’da hediyelik eşya dükkanlarını gezerek keyifli vakit geçirebilirsiniz.Bir sürü restaurant olduğu için yiyecek seçeneği de oldukça fazla.Deniz ürünleri seviyorsanız tam yerine geldiniz diyebilirim.Ama Pier 39'un en ilginç yeri kesinlikle deniz aslanlarının uzanıp güneşlendiği iskeleler.Fotoğraf çekmek için yaklaştığınızda kötü kokuyu almamanız imkansız ama bu ilginç fotoğraf için sanırım değer...

  Güneşlenen deniz aslanları
 
 
 

 

Golden Gate ve Vista Point

San Francisco denince tabii ki ilk akla gelen Golden Gate oluyor.Golden Gate’i bisikletle ya da araçla geçebilirsiniz.Bizim gibi araçla geçecekseniz geçiş ücretini internet sitesinden ödemeniz gerekiyor,zira köprü üzerinde herhangi bir ödeme noktası bulunmuyor.Ödeme yapmadan geçtiğinizde araç kiralama şirketi k.kartınızdan geçiş ücretini cezasıyla birlikte çekebiliyor.Meşhur kırmızı köprüyü en iyi fotoğraflayabileceğiniz yerlerden biri de Vista Point.Turistlerin fotoğraf çekmek için akın ettiği bir yer burası.







Alcatraz Hapishanesi

Meşhur hapishane şimdilerde müze olarak kullanılıyor ve Fisherman’s Wharf’tan kalkan tur tekneleriyle gidebiliyorsunuz.Biz gitmedik ama ilginç bir müze gezisi olabilir.

Union Square

Burası San Francisco’nun en merkezi yeri.Sayısız mağazalarıyla alışveriş severler için oldukça heyecan verici :)

Lombert Street

Labirent gibi döne döne inen,ortasında çok güzel bir peyzaj düzenlemesinin olduğu Lombert Street,San Francisco’nun önemli caddelerinden biri.Güzel havada gezip fotoğraf çekilebilecek yerler arasında.



Alama Square

Burada San Francisco mimarisinin en tipik örneği olan Painted Ladies denilen evleri görebilirsiniz.



Oakland Bay Köprüsü

Oakland Bay Bridge,San Francisco’nun ikinci köprüsü ve San Francisco ile Oakland şehirlerini birbirine bağlıyor.Golden Gate kadar olmasa da kendi çapında ünlü bir köprü.Oakland’da işimiz olduğu için geçme şansını bulduk.

Napa Valley

San Francisco’nun kuzeyinde,arabayla yaklaşık 2 saatlik mesafede bulunan Napa Vadisi Amerika’nın şarap ülkesi olarak da biliniyor.Napa Nehri kenarında birçok restaurant ve konaklamak için otel bulabilirsiniz.Biz günübirlik gidip,nehir kenarındaki restaurantlardan birinde keyifli bir öğlen yemeği yedik  ve çevreyi gezdik.Şansımıza hava çok güzeldi,açık havada bol bol gezindik.Birkaç gün kalacaklar için şarap bağlarını gezmelerini ve burayla özdeşleşen nefis şaraplardan tadmalarını tavsiye ederim.



Alışveriş

San Francisco’da alışverişin kalbi Union Square’de atıyor.Outletlere bakmak istiyorsanız da bir Amerika klasiği olan ve hemen her yerde bulabileceğiniz Ross ve Marshalls mağazalarını söylemiyorum bile.Ayrıca Grand Mall’da da birçok markanın mağazasını bulabilirsiniz.

Organik yiyecek merakınız varsa ve gıda takviyesi almak istiyorsanız da Whole Foods sizin için biçilmiş kaftan.Ben hem kendimiz hem de oğlum için epey bir şey aldım buradan.

San Francisco gezisinden aktarabildiklerim bunlar.Doyamadan dönmek zorunda kaldım ve sanırım yine kalbim Amerika’da kaldı :(