5 Aralık 2017 Salı

MYKONOS-SANTORINI




Bu yaz rotamızı,son zamanlarda yaptıkları iyi reklamla oldukça fazla turist çeken  yanıbaşımızdaki Yunan Adaları’na çevirdik.Biz en ünlüleri olan Mykonos ve  Santorini’yi tercih ettik ama diğer adaları da ilk fısatta görmeyi  düşünüyorum.

Mykonos


Mykonos nam-ı diğer partiler adasına  gitmeyi düşünüyorsanız ya henüz 35’inize gelmemişsinizdir ya da ben yaşımın adamı değilim,ruhum genç diyen tiplerden olmalısınız.Zira müziğin ve dansın bitmediği bu adada gün 14.00 civarı başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.

Ulaşım

Cruise turlarına katılıp adaya bir geceliğine yanaşabileceğiniz gibi,bizim gibi gitmişken adayı iyice içimize sindirelim,gündüzleri de beach beach gezelim diyorsanız yaz sezonunda İstanbul’dan Atlasjet ve Borajet’in yaptığı direkt uçuşları tercih edebilirsiniz.
Uçaktan iner inmez adanın çoraklığı dikkatimi çekti fakat otele doğru yaklaştıkça bembeyaz mimarisi kendini belli ediyor ve seviyorsunuz.
Oldukça rüzgarlı olan adada Ağustos ayında sıcaklık ortalama 26-27 derece civarında olduğu için bizim gibi İstanbul’dan gidenler için havası son derece ferah geliyor.Ada içi ulaşımı adanın hemen her yerine giden otobüs hatlarıyla sağlayabileceğiniz gibi,araba,atv ya da motor da kiralayabilirsiniz.Araba kiraları günlük yaklaşık 50 euro,motor ve atv’leri ise biraz daha düşük fiyata kiralayabiliyorsunuz.
Mykonos her ne kadar ünlü beachleriyle ön plana çıksa da adayı sadece beach club olarak görmek yanlış olur.Yel değirmenleri,bir çok kafe ve restaurantın olduğu Küçük Venedik ve alışveriş yapabileceğiniz town (merkez) adayı keşif gezinitisine çıkarsanız uğrayacağınız duraklar olmalı.Şehir merkezini gezerken daracık ve bembeyaz sokakların  her iki yanına sıralanmış irili ufaklı dükkanlardan helenistik takılar ve giysiler ya da Mykonos’u hatırlatan küçük biblolar ve maketler alabilirsiniz.Sokak aralarında gezerken meşhur flamingoya rastlarsanız kendisiyle fotoğraf çektirmenizi tavsiye ederim,zira ben sevgili kocam elimden tutup hadi hadi diye çekiştirdiği için bu fırsatı yakalayamadım .Sonradan kendisinin ne kadar ünlü olduğunu duyunca da baya bi hayıflandım L Alısveriş yaparken ferahlamak isterseniz buz gibi nefis frappelerinden içmenizi tavsiye ederim.

                                      Küçük Venedik



Yeme-İçme

Yunan  Mutfağı ile Türk Mutfağı arasındaki benzerliğe hayret edeceksiniz.En meşhur yemeklerinden biri olan mousaki ile bizim  musakkamız oldukça birbirine yakın tatlar.Ayrıca gyros dedikleri döner ve souvlaki dedikleri şiş kebap da tek bir farkla bizdekinin aynısı,orada bunları çoğunlukla domuz etinden yapıyorlar ancak kuzu ve tavuk versiyonları da mevcut.Ve tabii ki deniz ürünleri.Adaya gitmişken bence ilk tercihiniz deniz ürünleri olmalı.Çünkü deniz ürünlerinde oldukça başarılılar.Meşhur ouzoları balığınızın yanında size eşlik edebilir ancak oldukça lezzetli şarapları da mevcut.Tatlılara geçtiğinizde “ geleneksel baklava”,”geleneksel kadayıf ” ve “geleneksel lokum”larını görünce şaşırmayınJ Son olarak da geleneksel Greek kahveleri var ki bizim Türk kahvesinin biraz daha yumuşak içimlisi diyebiliriz.

Plajlar

Mykonos’un masmavi denizi ve yumuşacık kumsallarıyla birbirinden güzel birçok plajı var.Plajlara giriş ücretsiz ancak şezlonglar için ücret ödüyorsunuz.İki adet şezlong ve bir şemsiyeden oluşan setin fiyatı yaklaşık 20 euro.Plajlarda ve adanın genelinde adım başı eşcinsellere rastlamak oldukça normal bir durum.Zaten Mykonos’un en önemli özelliklerinden biri de her çeşit cinsel tercihe saygılı olunması.Biz de bir süre sonra bu duruma alışıyoruz ve herkesin tercihine saygı duyuyoruz.
Genelde akşamüzeri başlayan beach partiler gece ilerledikçe hızını arttırıyor.Bunlardan en ünlüleri Paradise Beach,Super Paradise Beach,Paraga Beach ve Elia Beach.

Paradise Beach

Denizi ve kumu oldukça güzel.Plajdaki kafelerden yiyecek ve içecek servisi yapıyorlar.Ayrıca şezlonglar arasında dolaşan Taylandlı masajcılara tai masajı yaptırabilirsiniz.Saat 16.00 civarı müzik başlıyor ve dansçı kızlar barın üzerinde dans ediyor.Müziği ve dansçı kızları beğenmezseniz biraz ilerideki başka bir partiye geçebilirsiniz.Ayrıca dünyaca ünlü gece mekanı Cavo Parodiso da Paradise Beach’te yer alıyor.


Super Paradise Beach

Dansçı kızları diğer beachtekilere kesinlikle fark atıyor kabul etmek lazımJ Onun dışında diğer özellikler hemen hemen aynı.

Paraga Beach

Burada da konsept aynı.Ancak Paraga’nın farkı burada daha çok öğrencilere hitap eden ucuz bir tatil seçeneği olan hostelinin olması.Plaj boyunca yine kafeler ve restaurantlar mevcut.Bazılarında saat 18.00’de başlayan ‘happy hour’lar yapılıyor.
Elia Beach’e biz gitmedik ama genelde biraz daha sakin bir plaj tercih edenlere öneriliyormuş.
Mykonos’a yaz sezonunda hemen her ülkeden turist geliyor.Özellikle Amerikalı ve İskandinavyalı turistler çok fazla. Dünyanın dört bir yanından gelen turistleri görünce doğal güzellik olarak çok daha fazlasına sahip olan ülkemize iyi reklam yapılmadığı için turistlerin gelmediğini düşününce üzülmeden de edemiyorum açıkçası.
3 günlük Mykonos seyahatimizde bizim gezdiklerimiz bunlar.Doğa güzelliği görmek için gidiyorsanız bizim maviyle yeşilin buluştuğu Ege ve Akdeniz kıyılarından sonra Mykonos gibi çorak bir ada sizi tatmin etmeyebilir.Ama istediğiniz marka olmuş bir gece hayatı ise Mykonos’u çok seveceksiniz.

Santorini



Ve Yunan Adaları’nın gözbebeği,en romantiği,en estetiği,en sevilesi olanı Santorini…Mykonos’tan çok etkilendiğimi söyleyemeyeceğim ama Santorini’ye aşık oldum diyebilirim.. Ancak baştan söyleyeyim eğer amacınız deniz,plaj,güneş üçlemesinden oluşan bir tatil ise Santori sizin beklentilerinizi karşılamayacaktır.Ama kendine has romantik atmosferinde görsel bir şölen yaşamak istiyorsanız tatil planlarınıza eklemenizi tavsiye ederim.
Santorini’ye Mykonos’tan feribotla yaklaşık 3 saate ulaşabiliyorsunuz.Limana gelir gelmez
Santorini denizden yüzlerce metre yukarıdaki volkanik bir dağ üzerine kurulmuş bir yerleşim olarak göze çarpıyor ve işin aslı muhteşem güzelliğini de buna borçlu.Thira (Fira diye okunuyor),Oia(İya diye okunuyor) ve Perissa,adanın gezilecek başlıca yerleri arasında yer alıyor.Denizden yaklaşık 300 m yüksekliğe konumlanmış Santorini’yi dolaşmak için limandan yukarıya teleferikle veya eşek sırtında çıkabileceğiniz gibi kondüsyonunuza güveniyorsanız merdivenlerle de çıkabilirsiniz.Ya da en iyisi bizim yaptığımız gibi araba kiralayabilirsiniz.Araba kiraları burada da günlük ortalama 50 euro civarı.

Thira

Adanın merkezi olan Thira,Santorini’nin diğer yerleşim merkezleri gibi dağın tepesine kurulmuş ancak denize doğru açılan teraslı yapıları sayesinde denizle her an iç içe olduğunuzu hissediyorsunuz.Arabanızı bir otoparka bırakıp şehri dolaşabilirsiniz ancak otopark yazısı olmayan yerlere arabanızı bırakmayın,aksi takdirde 80 euro para cezası ödemek zorunda kalabilirsiniz.  Thira oldukça kalabalık ve alışveriş açısından oldukça renkli bir yer.
Merdivenleri çıkarak her iki taraftaki mağazalardan alışveriş yapabilir veya muhteşem manzaralı kafelerde bir şeyler yiyip içebilirsiniz.




Oia

Hemen hemen bütün Yunan Adası reklamlarında sembol haline gelmiş olan mavi kubbeli kiliseler ve bembeyaz evlerin olduğu yerin ta kendisidir Oia…Oia’yı gezerken çoğu zaman bir kartpostala bakıyor hissine kapılabilirsiniz.Enteresan şekilde ve tavan seviyede romantik bir atmosferi vardır ki sanırım balayı çiftlerinin özellikle  burayı seçmesinin ana sebebidir.Ve gel gelelim gün batımına..Gün batımı Oia’da gerçekten bir festival gibi yaşanıyor.Eline kadehini ve şarabını alan yüzlerce insan tam gün batımı saatinde,manzarası en güzel olan çatılara,tepelere ve merdivenlere hınca hınç doluşuyor veya en güzel gün batımı manzarası olan restaurant ve kafelerde yerlerini ayırtıp alkışlarla günü uğurluyorlar.Zaten buradaki otellerin hemen hepsi gün batımı manzaralı terasları olacak şekilde tasarlanmış ve teraslara da elinize kadehinizi alarak içine girip günbatımını izleyin diye jakuziler yerleştirilmiş.Santorini’ye gidecekseniz diğer lokasyonlara göre biraz daha pahalı da olsa   Oia’da bir otelde kalmanızı ve buradaki muhteşem gün batımı seromonisini yaşamanızı tavsiye ederim.Oia’da kalmayacaksanız bile mutlaka  akşam saatlerinde burada olup gün batımını izleyin.Çünkü bence Oia olmasaymış Santorini olmazmış...

                                                               Gün batımı şeysi:)




Plajlar

Aslına bakarsanız Santorini’deki plajlar bizim anladığımız plaj kavramından biraz uzak.Burada sapsarı yumuşacık kum plajlar bulmanız pek mümkün değil.Yazının başında da belirttiğim gibi deniz tatili istiyorsanız Santorini sizi tatmin etmeyecektir.

Amoudi

Oia’nın hemen yamacında kalan Amouidi Kasabası ve denizi bana göre Santorini’nin denize girilebilecek en güzel yeri.Ancak denize ulaşmak o kadar da kolay değil.Araçla gidebileceğiniz en uç  noktaya gidip aracınızı park ettikten sonra kayalıkların arasından önce tırmanıp sonra da inerek denize ulaşabiliyorsunuz,ancak  kayaların arasına saklanmış gizli bir cennet bulduğunuzu görünce çektiğiniz eziyete değiyor.


Red Beach

Adından da anlaşılacağı gibi kırmızı kayaların ufalanmasıyla oluşan küçük kırmızı taşların meydana getirdiği bir plaj.Ancak plaja ulaşabilmek için yine kayalardan tırmanıp denize inmeniz gerekiyor.


Kamari Beach

Bana göre Kamari,Santorini’nin en organize edilmiş plajı ve aynı zamanda sanırım tek kum plajıydı.Red Beach ve Amouidi’nin aksine burada şezlong,şemsiye ve plaj çevresinde çok sayıda kafeterya bulabilirsiniz.

Black Beach

Black Beach de tahmin edebileceğiniz gibi siyah kayaların ufalanıp küçük taşları meydana getirmesiyle oluşmuş bir plaj.Santorini plajları için büyük nimet sayılan şezlong ve şemsiyeleri burada da görebilirsiniz.

White Beach

Açıkçası biz "aynısının beyazı" diyerek White Beach’e gitmeye gerek görmedikJ Siz gittiyseniz bana  bilgi verebilirsiniz.

Yiyecek-İçecek

Santorini’de mutlaka bir akşam Oia’daki gün batımı manzaralı restauranlarda ve bir akşam da Amouidi’de deniz kenarındaki balık restaurantlarında yemek yemenizi tavsiye ederim ancak güzel manzaralı bir masa için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Izgara balıklar ve limonlu zeytinyağlı sos ile birlikte servis edilen ızgara ahtapot kesinlikle çok lezzetliydi.
Bizim Mykonos ve Santorini’de gezip gördüklerimiz bu kadar.Diğer Yunan Adaları’nı görmedim ama her iki ada da deniz ve doğa güzelliği olarak bana göre bizim Ege ve Akdeniz kıyılarımızın eline su dökemez. Ama reklam ve devletlerin izlediği politikalar sayesinde biri dünya markası olurken diğerinin pazardaki yerinin giderek küçülmesi insanı üzüyor.
Başka bir seyahatte görüşmek üzere…