Bu yaz rotamızı,son zamanlarda yaptıkları iyi reklamla
oldukça fazla turist çeken
yanıbaşımızdaki Yunan Adaları’na çevirdik.Biz en ünlüleri olan Mykonos
ve Santorini’yi tercih ettik ama diğer
adaları da ilk fısatta görmeyi
düşünüyorum.
Mykonos
Mykonos nam-ı diğer partiler adasına gitmeyi düşünüyorsanız ya henüz 35’inize
gelmemişsinizdir ya da ben yaşımın adamı değilim,ruhum genç diyen tiplerden
olmalısınız.Zira müziğin ve dansın bitmediği bu adada gün 14.00 civarı başlayıp
sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.
Ulaşım
Cruise turlarına katılıp adaya bir geceliğine
yanaşabileceğiniz gibi,bizim gibi gitmişken adayı iyice içimize
sindirelim,gündüzleri de beach beach gezelim diyorsanız yaz sezonunda
İstanbul’dan Atlasjet ve Borajet’in yaptığı direkt uçuşları tercih
edebilirsiniz.
Uçaktan iner inmez adanın çoraklığı dikkatimi çekti fakat
otele doğru yaklaştıkça bembeyaz mimarisi kendini belli ediyor ve seviyorsunuz.
Oldukça rüzgarlı olan adada Ağustos ayında sıcaklık ortalama
26-27 derece civarında olduğu için bizim gibi İstanbul’dan gidenler için havası
son derece ferah geliyor.Ada içi ulaşımı adanın hemen her yerine giden otobüs
hatlarıyla sağlayabileceğiniz gibi,araba,atv ya da motor da
kiralayabilirsiniz.Araba kiraları günlük yaklaşık 50 euro,motor ve atv’leri ise
biraz daha düşük fiyata kiralayabiliyorsunuz.
Mykonos her ne kadar ünlü beachleriyle ön plana çıksa da
adayı sadece beach club olarak görmek yanlış olur.Yel değirmenleri,bir çok kafe
ve restaurantın olduğu Küçük Venedik ve alışveriş yapabileceğiniz town
(merkez) adayı keşif gezinitisine çıkarsanız uğrayacağınız duraklar olmalı.Şehir
merkezini gezerken daracık ve bembeyaz sokakların her iki yanına sıralanmış irili ufaklı
dükkanlardan helenistik takılar ve giysiler ya da Mykonos’u hatırlatan küçük
biblolar ve maketler alabilirsiniz.Sokak aralarında gezerken meşhur flamingoya
rastlarsanız kendisiyle fotoğraf çektirmenizi tavsiye ederim,zira ben sevgili
kocam elimden tutup hadi hadi diye çekiştirdiği için bu fırsatı yakalayamadım
.Sonradan kendisinin ne kadar ünlü olduğunu duyunca da baya bi hayıflandım L Alısveriş yaparken
ferahlamak isterseniz buz gibi nefis frappelerinden içmenizi tavsiye ederim.
Küçük Venedik
Küçük Venedik
Yeme-İçme
Yunan
Mutfağı ile Türk Mutfağı arasındaki benzerliğe hayret edeceksiniz.En meşhur
yemeklerinden biri olan mousaki ile bizim
musakkamız oldukça birbirine yakın tatlar.Ayrıca gyros dedikleri döner
ve souvlaki dedikleri şiş kebap da tek bir farkla bizdekinin aynısı,orada bunları
çoğunlukla domuz etinden yapıyorlar ancak kuzu ve tavuk versiyonları da
mevcut.Ve tabii ki deniz ürünleri.Adaya gitmişken bence ilk tercihiniz deniz
ürünleri olmalı.Çünkü deniz ürünlerinde oldukça başarılılar.Meşhur ouzoları
balığınızın yanında size eşlik edebilir ancak oldukça lezzetli şarapları da
mevcut.Tatlılara geçtiğinizde “ geleneksel baklava”,”geleneksel kadayıf ” ve
“geleneksel lokum”larını görünce şaşırmayınJ
Son olarak da geleneksel Greek kahveleri var ki bizim Türk kahvesinin biraz
daha yumuşak içimlisi diyebiliriz.
Plajlar
Mykonos’un masmavi denizi ve yumuşacık kumsallarıyla
birbirinden güzel birçok plajı var.Plajlara giriş ücretsiz ancak şezlonglar için
ücret ödüyorsunuz.İki adet şezlong ve bir şemsiyeden oluşan setin fiyatı
yaklaşık 20 euro.Plajlarda ve adanın genelinde adım başı eşcinsellere rastlamak
oldukça normal bir durum.Zaten Mykonos’un en önemli özelliklerinden biri de her
çeşit cinsel tercihe saygılı olunması.Biz de bir süre sonra bu duruma
alışıyoruz ve herkesin tercihine saygı duyuyoruz.
Genelde akşamüzeri başlayan beach partiler gece ilerledikçe
hızını arttırıyor.Bunlardan en ünlüleri Paradise Beach,Super Paradise
Beach,Paraga Beach ve Elia Beach.
Paradise Beach
Denizi ve kumu oldukça güzel.Plajdaki kafelerden yiyecek ve
içecek servisi yapıyorlar.Ayrıca şezlonglar arasında dolaşan Taylandlı masajcılara
tai masajı yaptırabilirsiniz.Saat 16.00 civarı müzik başlıyor ve dansçı kızlar
barın üzerinde dans ediyor.Müziği ve dansçı kızları beğenmezseniz biraz
ilerideki başka bir partiye geçebilirsiniz.Ayrıca dünyaca ünlü gece mekanı Cavo
Parodiso da Paradise Beach’te yer alıyor.
Super Paradise Beach
Dansçı kızları diğer beachtekilere kesinlikle fark atıyor
kabul etmek lazımJ
Onun dışında diğer özellikler hemen hemen aynı.
Paraga Beach
Burada da konsept aynı.Ancak Paraga’nın farkı burada daha
çok öğrencilere hitap eden ucuz bir tatil seçeneği olan hostelinin olması.Plaj
boyunca yine kafeler ve restaurantlar mevcut.Bazılarında saat 18.00’de başlayan
‘happy hour’lar yapılıyor.
Elia Beach’e biz gitmedik ama genelde biraz daha sakin bir
plaj tercih edenlere öneriliyormuş.
Mykonos’a yaz sezonunda hemen her
ülkeden turist geliyor.Özellikle Amerikalı ve İskandinavyalı turistler çok
fazla. Dünyanın dört bir yanından gelen turistleri görünce doğal güzellik
olarak çok daha fazlasına sahip olan ülkemize iyi reklam yapılmadığı için
turistlerin gelmediğini düşününce üzülmeden de edemiyorum açıkçası.
3 günlük Mykonos seyahatimizde bizim
gezdiklerimiz bunlar.Doğa güzelliği görmek için gidiyorsanız bizim maviyle
yeşilin buluştuğu Ege ve Akdeniz kıyılarından sonra Mykonos gibi çorak bir ada
sizi tatmin etmeyebilir.Ama istediğiniz marka olmuş bir gece hayatı ise
Mykonos’u çok seveceksiniz.
Santorini
Ve Yunan Adaları’nın gözbebeği,en
romantiği,en estetiği,en sevilesi olanı Santorini…Mykonos’tan çok etkilendiğimi
söyleyemeyeceğim ama Santorini’ye aşık oldum diyebilirim.. Ancak baştan
söyleyeyim eğer amacınız deniz,plaj,güneş üçlemesinden oluşan bir tatil ise
Santori sizin beklentilerinizi karşılamayacaktır.Ama kendine has romantik
atmosferinde görsel bir şölen yaşamak istiyorsanız tatil planlarınıza
eklemenizi tavsiye ederim.
Santorini’ye Mykonos’tan
feribotla yaklaşık 3 saate ulaşabiliyorsunuz.Limana gelir gelmez
Santorini denizden yüzlerce metre
yukarıdaki volkanik bir dağ üzerine kurulmuş bir yerleşim olarak göze çarpıyor
ve işin aslı muhteşem güzelliğini de buna borçlu.Thira (Fira diye
okunuyor),Oia(İya diye okunuyor) ve Perissa,adanın gezilecek başlıca yerleri
arasında yer alıyor.Denizden yaklaşık 300 m yüksekliğe konumlanmış Santorini’yi
dolaşmak için limandan yukarıya teleferikle veya eşek sırtında çıkabileceğiniz
gibi kondüsyonunuza güveniyorsanız merdivenlerle de çıkabilirsiniz.Ya da en
iyisi bizim yaptığımız gibi araba kiralayabilirsiniz.Araba kiraları burada da günlük
ortalama 50 euro civarı.
Thira
Adanın merkezi olan Thira,Santorini’nin
diğer yerleşim merkezleri gibi dağın tepesine kurulmuş ancak denize doğru açılan
teraslı yapıları sayesinde denizle her an iç içe olduğunuzu hissediyorsunuz.Arabanızı
bir otoparka bırakıp şehri dolaşabilirsiniz ancak otopark yazısı olmayan
yerlere arabanızı bırakmayın,aksi takdirde 80 euro para cezası ödemek zorunda
kalabilirsiniz. Thira oldukça kalabalık
ve alışveriş açısından oldukça renkli bir yer.
Merdivenleri çıkarak her iki
taraftaki mağazalardan alışveriş yapabilir veya muhteşem manzaralı kafelerde
bir şeyler yiyip içebilirsiniz.
Oia
Hemen
hemen bütün Yunan Adası reklamlarında sembol haline gelmiş olan mavi kubbeli
kiliseler ve bembeyaz evlerin olduğu yerin ta kendisidir Oia…Oia’yı gezerken
çoğu zaman bir kartpostala bakıyor hissine kapılabilirsiniz.Enteresan şekilde
ve tavan seviyede romantik bir atmosferi vardır ki sanırım balayı çiftlerinin
özellikle burayı seçmesinin ana sebebidir.Ve
gel gelelim gün batımına..Gün batımı Oia’da gerçekten bir festival gibi
yaşanıyor.Eline kadehini ve şarabını alan yüzlerce insan tam gün batımı
saatinde,manzarası en güzel olan çatılara,tepelere ve merdivenlere hınca hınç
doluşuyor veya en güzel gün batımı manzarası olan restaurant ve kafelerde
yerlerini ayırtıp alkışlarla günü uğurluyorlar.Zaten buradaki otellerin hemen
hepsi gün batımı manzaralı terasları olacak şekilde tasarlanmış ve teraslara da
elinize kadehinizi alarak içine girip günbatımını izleyin diye jakuziler
yerleştirilmiş.Santorini’ye gidecekseniz diğer lokasyonlara göre biraz daha
pahalı da olsa Oia’da bir otelde
kalmanızı ve buradaki muhteşem gün batımı seromonisini yaşamanızı tavsiye
ederim.Oia’da kalmayacaksanız bile mutlaka
akşam saatlerinde burada olup gün batımını izleyin.Çünkü bence Oia
olmasaymış Santorini olmazmış...
Gün batımı şeysi:)
Plajlar
Aslına bakarsanız Santorini’deki
plajlar bizim anladığımız plaj kavramından biraz uzak.Burada sapsarı yumuşacık
kum plajlar bulmanız pek mümkün değil.Yazının başında da belirttiğim gibi deniz
tatili istiyorsanız Santorini sizi tatmin etmeyecektir.
Amoudi
Oia’nın hemen yamacında kalan
Amouidi Kasabası ve denizi bana göre Santorini’nin denize girilebilecek en
güzel yeri.Ancak denize ulaşmak o kadar da kolay değil.Araçla gidebileceğiniz
en uç noktaya gidip aracınızı park
ettikten sonra kayalıkların arasından önce tırmanıp sonra da inerek denize
ulaşabiliyorsunuz,ancak kayaların
arasına saklanmış gizli bir cennet bulduğunuzu görünce çektiğiniz eziyete değiyor.
Red Beach
Adından da anlaşılacağı gibi
kırmızı kayaların ufalanmasıyla oluşan küçük kırmızı taşların meydana getirdiği
bir plaj.Ancak plaja ulaşabilmek için yine kayalardan tırmanıp denize inmeniz
gerekiyor.
Kamari Beach
Bana göre Kamari,Santorini’nin en
organize edilmiş plajı ve aynı zamanda sanırım tek kum plajıydı.Red Beach ve
Amouidi’nin aksine burada şezlong,şemsiye ve plaj çevresinde çok sayıda kafeterya
bulabilirsiniz.
Black Beach
Black Beach de tahmin
edebileceğiniz gibi siyah kayaların ufalanıp küçük taşları meydana getirmesiyle
oluşmuş bir plaj.Santorini plajları için büyük nimet sayılan şezlong ve
şemsiyeleri burada da görebilirsiniz.
White Beach
Açıkçası biz "aynısının beyazı" diyerek White Beach’e gitmeye gerek görmedikJ
Siz gittiyseniz bana bilgi
verebilirsiniz.
Yiyecek-İçecek
Santorini’de mutlaka bir akşam
Oia’daki gün batımı manzaralı restauranlarda ve bir akşam da Amouidi’de deniz
kenarındaki balık restaurantlarında yemek yemenizi tavsiye ederim ancak güzel
manzaralı bir masa için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.Izgara
balıklar ve limonlu zeytinyağlı sos ile birlikte servis edilen ızgara ahtapot
kesinlikle çok lezzetliydi.
Bizim Mykonos ve Santorini’de
gezip gördüklerimiz bu kadar.Diğer Yunan Adaları’nı görmedim ama her iki ada da
deniz ve doğa güzelliği olarak bana göre bizim Ege ve Akdeniz kıyılarımızın
eline su dökemez. Ama reklam ve devletlerin izlediği politikalar sayesinde biri
dünya markası olurken diğerinin pazardaki yerinin giderek küçülmesi insanı
üzüyor.
Başka bir seyahatte görüşmek
üzere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder