12 Ekim 2016 Çarşamba

BARCELONA BARCELONA...


Woody Allen’in"Barcelona Barcelona"filmini izlediyseniz,Barcelona görüntülerine eşlik eden filmin muhteşem müzikleri sizi alıp Barcelona sokaklarına götürecektir ve ne olduğunu anlamadan kendinizi bilgisayar başında Barcelona bileti alırken bulabilirsiniz.
Eğer Barcelona’ya gitmeye karar verdiyseniz,moda girmek için gitmeden önce "Barcelona","Asturias","Gorrion",Entre Dos Aguas"ı dinlemek iyi bir fikir olabilir.
İspanya’nın Madrid’den sonra en büyük şehri ve aynı zamanda özerk bir statüye sahip Katalonya bölgesinin başkenti olan Barcelona,Avrupalı olmasının yanı sıra sımsıcak bir Akdeniz liman şehri olduğunu da size her metrekaresinde hissettiriyor.Mimar Antonio Gaudi’nin adete imzasını atmış olduğu şehre hem kültürel bir gezi için hem de deniz ve eğlence odaklı bir tatil için gidebilirsiniz.
Son derece sıcakkanlı olan Barcelona halkı kendilerini İspanyol olarak değil Katalan olarak görüyorlar.Şehirde Katalanca ve İspanyolca konuşuluyor.Ancak turistik bir bölge olmasına rağmen ne halk ne de garsonlar pek fazla İngilizce bilmediği için bazı zamanlar iletişimde zorlandığımız oldu.
Barcelona,sıcacık Akdeniz kimliği ve birçok tarihi yapısı ile son derece turistik bir şehir olmasının yanı sıra mimarlar için ayrı bir öneme sahip.Bir tarafta Gaudi fantastik yapılarıyla şehirde adeta gövde gösterisi yaparken,diğer tarafta Frank Gehry, Mies Van der Rohe,Le Corbusier ve Calatrava gibi modern mimarinin en önemli mimarlarının izlerini sürebiliyorsunuz.
Biz Barcelona seyahatimiz öncesi Frankfurt’ta bulunduğumuz için Barcelona’ya Frankfurt’tan Luftansa Havayolları ile 2 saatlik  bir uçuş süresi sonrası ulaştık.İstanbul’dan yapılan direkt uçuşlar ise yaklaşık 3,5 saat sürüyor.
Barcelona’nın en büyük havalimanı olan El Prat havalimanından şehir merkezine ulaşım tren ya da otobüslerle sağlanıyor.Şehir içi ulaşımı ise metro,otobüs,taksi ya da araç kiralayarak sağlayabilirsiniz ancak bunlar içinde en eğlenceli ve kullanışlı olanı bana göre “Barcelona Bus Turistic” denilen üstü açık turist otobüsleri. Panaromik şehir gezisi yapabileceğiniz bu otobüslerde kulaklıkla,geçtiğiniz güzergahla ilgili bilgi veriliyor.İstediğiniz yerde inip gezdikten sonra herhangi bir duraktan herhangi bir hatta binip yolunuza devam edebiliyorsunuz.2 günlük bilet alarak bu geziyi yapabiliyorsunuz.
Barcelona’da kaldığınız süreye göre gezebileceğiniz pek çok yer var ve eğer Barcelona Bus Turistic ile gezerseniz,sizi gezilmesi gereken başlıca yerlere götürüyor.Ben yine de size görmeden dönmemeniz gereken yerleri sıralıyorum:

Sagra da Familia

“Kutsal Aile” anlamına gelen kilise Barcelona’nın en önemli simgelerinden biri.Yapımını 1883’te Mimar Antonio Gaudi devralmış ancak tamamlayamadan 1926’da hayata veda ettiği için kiliseye halk arasında “Bitmeyen Kilise”de deniyor.Halktan toplanan bağışlarla kilise inşaatı,Gaudi’nin ölümünün 100.  yıldönümü olan 2026’ya kadar bitirilmeye çalışılıyormuş.
“Geleceğin mimarları doğayı taklit edecekler.Bu mimarinin en doğru,rasyonel ve ekonomik kullanımı olacaktır”diyen sıradışı Mimar Gaudi'nin,kilisenin salyangozu andıran merdivenlerinden,doğadan esinlenen desenlerle bezenmiş duvarlarından ve kulelerin tepesindeki meyve figürlerine kadar yapının her detayını doğadan ilham alarak tasarladığını göreceksiniz.
Biletinizi önceden almadıysanız kiliseyi gezmek için yaklaşık 1 saatlik bir bilet kuyruğunu gözden çıkarmanız gerekiyor.




Casa Mila

Antonio Gaudi’nin 1906-1910 yılları arasında yaptığı  Casa Mila tamamen doğal taşlardan inşaa edilmiş ve sahip olduğu iki avlu sayesinde her odası ışık alacak şekilde tasarlanmış.Çatısında bulunan değişik formlardaki bacalar ise oldukça enteresan.

Casa Batllo

Gaudi’nin bir diğer önemli eseri olan Casa Batllo’yu gezerken,binanın ejderha sırtını andıran çatı kısmını ve kemiği andıran sütunlarını gördüğünüzde,mimarın organik formlardan nasıl etkilendiğini bir kez daha göreceksiniz.

Park Guell

Masalları andıran bir havası olan Park Guell,Gaudi’nin Sagrada Familia’dan sonraki en önemli yapısı.Günümüzde Unesco Dünya Mirası listesine alınan parkın yapılış amacı dönemin seçkin insanlarının kalacağı yaklaşık 50 konutluk bir proje iken,hiç konut satılamadığı için,üzerindeki tamamlanan sadece 2 konutu ile arsa belediyeye geçmiş ve daha sonra da halka açık bir park haline gelmiş.Parkın içinde Gaudi’nin 20 yılını geçirdiği evi “Museu Gaudi” bulunuyor.Evi gezdiğinizde Gaudi’nin tasarladığı objeleri ve mobilyalarını görebiliyorsunuz.






La Rambla Caddesi

Barcelona’nın en turistik caddesi olan La Rambla Caddesi, Katalunya meydanından (Placa de Catalunya) başlayıp limana kadar devam eder.Şehrin en hareketli noktalarından biri olan cadde üzerinde birçok kafe,restaurant ve mağaza bulabileceğiniz gibi Mercat de La Boqueria denen ünlü bir sebze meyve pazarı da bulunuyor.Ayrıca cadde üzerindeki birçok sokak sanatçısı mini gösterileriyle turistlerin ilgi odağı olmuş durumda.

Katalunya Meydanı’ndaki Zürih Cafe oldukça meşhur.Burada oturup buz gibi bir Sangria içebilirsiniz.Ayrıca siz de bizim gibi yurtdışındaki Hard Rock Cafe şubelerine uğramayı sevenlerdenseniz,Hard Rock Cafe de bu meydanda bulunuyor.
La Rambla caddesinden denize doğru indiğinizde Barcelona’nın ünlü limanı Port Vell’e ulaşıyorsunuz.Denizcilik Müzesi,Barcelona Akvaryumu ve Kristof Kolomb heykeli burada bulunuyor.
Buradan yürümeye devam ettiğinizde Barcelonata bölgesine geliyorsunuz.Sahil şeridinde bir sürü kafe ve bar sıralanıyor.Yaz mevsiminde giderseniz burada denize girebiliyorsunuz,bizim gittiğimiz dönemde de hava çok güzeldi ve denize girenler vardı ancak biz girmedik.
                                                        
                                                                 
                                                                   
 
 
                                                     

Barri Gotic

La Rambla Caddesi’nin batısında kalan semt,adından da anlaşılacağı gibi Barcalona’nın gotik mahallesidir.Geçmiş yüzyılların nefesini soluyabileceğiniz mahallenin daracık,labirenti andıran sokaklarında dolaşırken kaybolmak ayrı bir zevk bence.Birbirinden şirin kafe ve restaurantlarında oturup bir Sangria da burada için derim…
Bölgede birçok kilise ve manastır bulunuyor.Bunların en önemlisi ise Barcelona Katedrali.

Barcelona Katedrali

Emeviler döneminde camii olan yapı Barcelona Kontluğu tarafından yıkılıp yerine bugünkü katedral inşaa edilmiş.Gotik tarzdaki ihtişamlı yapının çan kulesine çıkıp şehir manzarasını izleyebilirsiniz.

İspanyol Meydanı(Placa de Espanya)

Katalan Ulusal Sanat Müzesi(MNAC) ve Arena Alısveriş Merkezi burada bulunuyor.Akşamları MNAC önünde yer alan La Font Magica yani Sihirli Çeşme’de muhteşem bir ses-ışık-müzik gösterisi yapılıyor.Ellerine fotoğraf makinelerini alan insanlar meydana doluşup gösteriyi izliyor.Ancak sezona göre gösteri günleri ve saatleri değiştiği için gitmeden önce internet sitesinden bilgi alsanız iyi olur.
Ayrıca bu meydandan Montjuic Tepesi’ne de çıkabiliyorsunuz.Gündüz Montjuic Tepesi'ni gezip akşam meydana inerek gösteriyi izleyebilirsiniz.

Montjuic Tepesi

Montjuic Kalesi,Olimpiyat Stadyumu, Joan Miro Müzesi ve Poble Espanyol burada bulunuyor.Calatrava’nın heykelsi yapısı İletişim Kulesi'ni de burada görebilirsiniz.

Poble Espanyol

İspanyol köyü anlamına gelen Poble Espanyol,ülkedeki önemli yapıların küçük replikalarından oluşuyor.Çok sayıda kafe ve atolye bulunan bu açık hava müzesinde cam,seramik ve deri işçiliğinin en güzel örneklerini görebilirsiniz.
 
 
 

Nou Camp Stadyumu

Bana göre görmeden dönmemeniz gerekenler listesinde olmasa da erkekler için öyle olduğunu tahmin ettiğim için listeye ekledim:)Biz içerisine girmedik ancak içeri girip boş stadyumu gezebilir ve forma…vs satın alabilirsiniz.


Yeme-İçme

Barcelona’da mutfağın ana hatlarını Tapas,Paella ve Sangria oluşturuyor.Bizim meze ya da kanepe diye de tabir edebileceğimiz tapaslar oldukça çeşitli ve son derece lezzetli.Geleneksel yemekleri olan Paella ise pirinç ve çeşitli deniz ürünleri ile yapılıyor.Ancak her yerde yememek gerekiyormuş,iyi bir yerde yemezseniz sonuç hüsran olabiliyor.Sangriyayı ise her fırsatta bol bol için…

Barcelona’da Eğlence

Yazımın başında da bahsettiğim gibi Barcelona hem kültürel bir gezi hem de eğlence odaklı bir gezi isteyenleri tatmin edecek bir şehir.Port Vell’de sahil boyunca çok sayıda club sıralanıyor.Cuma ve Cumartesi günleri ise eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar devam ediyor.Turistler Port Vell’deki clubları tercih ederken yerel halkın gittiği barları da görmek istiyorsanız El Borne bölgesine uğrayabilirsiniz.

Palau Dalmases

Barcelona’ya gelmişken flamenko izlemeden olmaz:)Palau Dalmases’de şahane bir flamenko gösterisi izleyebilirsiniz.1 saat süren şovun bileti içki dahil olarak satılıyor.

 
 



Alışveriş

Hemen her yerinde alışveriş imkanı olan Barcelona’da en popüler alışveriş mekanlarının başında Maremagnum Avm,Passaig De Gracia Caddesi,La Rambla Caddesi,Port Vell,Montjuic ve Placa da Catalunya geliyor.
Ayrıca gezmekten ayrı bir zevk alacağınız antika ve 2. el pazarları bulunuyor.Mercat dels Encants,Mercat Gotik ve Sarria en ünlüleri.

Avrupa’nın en hayat dolu şehirlerinden biri olan Barcelona için sanırım benim söyleyeceklerim bu kadar.

Bir başka seyahatte görüşmek üzere…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder